30 Ekim 2014 Perşembe

Duru nun gözünden,şarkıyla

Duru ile Sinan bir akşam klasiği olarak büyük yatakta sohbet edip,oyun oynuyorlar.
Duru şarkı söylemeye başlıyor.
''köpekler hep hav hav der hav hav der hav hav der''
''kediler hep miyav miyav der miyav miyav der miyav miyav der'' 
Bu böyle değişik hayvanlarla bir müddet devam eder.
Sinan bu süreçten bir sonuç çıkarmak için bazı sorularla Duru yu yönlendirir.
Sinan : ''Babalar?''
Duru : ''Babalar hep DURU!! der ,DURU!! der , DURU'' der '' (yüz ifadesi ve sesi sert)
Sinan : ''Anneler?''
Duru : ''Anneler hep 'Hepsi bitecek der ! Hepsi bitecek der ! ''
Sinan : ''Anneanneler?''
Duru: '' Anneanneler hep ' uy uy 'der, 'uy uy' der .
(Annem O nu severken 'uy uy uy kıyamaaamm' dediği için)
Sinan : ''Meltem ler?''
Duru : ''Meltem ler hep havuzda yüzer ,havuzda yüzer ''
Sinan : ''Halalar?''
Duru : ''Halalar hep ''ister misin?'' der , 'ister misin ?' der ''
Sinan : ''Mert ler?''
Duru : '' Mert lerin hep burnu terler ,burnu terler.''
Sinan : ''Demet ler?''
Duru : ''Demet ler hep ''mızmız ''der ,''mızmız'' der.
Sinan : ''Yıldırım lar?''
Duru : ''Yıldırım lar hep Duru yu yer , Duru yu yer ''

29 Ekim 2014 Çarşamba

29 Ekim

Bugün 29.Ekim ve biz Duru nun okuluna törene gittik.
Bütün sınıflar ,Cumhuriyet ve/veya Atatürk temalı şiirler
veya şarkılar söylediler.
Bizim sınıfımız yani öğlenci kelebekler ise
‘’köpeğim hav hav hav hav der’’ adlı eseri sergilediler.
Çok radikal bir sınıfımız var.
Yada ‘’Ulusun! korkma nasıl böyle bir imanı boğar ‘’ demek istiyorlar.

26 Ekim 2014 Pazar

Doğmadan önce neredeydim?

Arabadayız. Ya tiyatroya gidiyoruz öğleden sonra ,yada akşam halasından dönüyoruz.
Duru sordu.
Duru: Anne ben doğmadan önce neredeydim?
Anne: Karnımdaydın kızım
Duru: Hayır ,hayır. Karnından önce ?
Anne: Iııııı. Iıııııı. (ne desem bilemedim bir kaç dakika, sonra toparladım)
Anne: Babanın ve benim kanımın içindeydin. Hücrelerinin birazı babanın kanında,
Birazı da benim kanımdaydı. Hani geçen gün bilgisayarda bana sormuştun ya ‘’DNA’’ ne demek diye.
Duru: Hı hı.
Anne: İşte o DNA hücreleri kanımızın içindeydi. Sonra biz artık çok güzel bir prenses kızımız olsa artık bizim dedik.
Doktora gittik. Doktor biraz babandan biraz benden kan hücresi aldı. Sonra onları benim karnıma koydu.
Sonra sen oluştun.
Duru: Hıı ,tamam.

12 Ekim 2014 Pazar

Galiba okuyoruz

Duru artık okuyabiliyor.
Bir süredir, ''orada ne yazıyor'' ,''hadi bana …. yı yazdır'' falan diyordu.
Bazen hasta olan kuzenine ''geçmiş olsun Deniz Abla'' yazıyordu, harfleri benden komut alarak,
yada arkadaşına bayram tebriği yazıyordu yine aynı yöntemle ''Bayramın kutlu olsun Derin''
Ama dün okudu. Resmen okudu.
Yemek masasındaki şurubunun üzerinde yazan ''Classic'' yazısını, cıassic diye okudu.
Sonra şaşırıp, bardağın üzerindeki ''fuse'' yazısını okumasını istedim.''fuse''dedi.
Yemekten sonra salona gittiklerinde poşetin üzerinde yazan' 'Akar Tekstil'' yazısını da okudu.
Bir yandan çok seviniyorum, bir yandan da ''hayatı zor mu olacak bu yüzden'' diyorum…
Benim biricik, muhteşem kızım. Büyüdü ve okumayı öğrendi. :)

11 Ekim 2014 Cumartesi

Bale ve Duru

Duru bugün bale kursuna gitti.
Deneme dersiydi, severse bir sonraki hafta itibariyle gerçek kayıt yapılacaktı. 
Galiba sevdi. Pazar sabahı ;
Duru : ''Anne ben baleyi çok sevdim, bugün de gidelim ''dediğine göre.

***Ne yazık ki ailece hastalanmamızın kurbanı oldu bale kursumuz . Bir kaç hafta ders kaçırınca
 şimdilik ileri bir tarihe atıldı bale kursumuz maalesef.

7 Ekim 2014 Salı

Duru bunalımda galiba

Duru gece yatmadan önce salya-sümük ağlar. Ağlama nedeni:
yaşlanmak istememesi !!!
Duru : Ben nine olmak istemiyorum.
Sinan : Kızım daha çooook var. Bunun için üzülmene gerek yok.
Duru : Ama ben yaşlanmak istemiyorum.
Sinan : Kızım anneannen çok mu yaşlı, nine mi?
Duru : Hayır 
Ben : Bak işte ben de biraz daha yaşlansam bile anneannen kadar olacağım. Üzülme..
Duru : Hayır. Ben anneannem gibi olmak da istemiyorum.
Ben : Tamam Duru. Olmazsın…

***Off tatmin edemiyorum kızımı . Ne desem boş.