29 Nisan 2013 Pazartesi

Hayır,hayır,hayır işte

Duru nun huyu suyu çok bozuldu.
‘’İstemiyorum işte, hayır, hayır!!’’
En sık kullandığı replikler oldu.
Hafta sonunu yine bir kriz halinde geçirdik.
Cumartesi Hüseyin ağabeyler  geldi.
Birlikte kitap fuarına gittik, çıkışta da fuarda parkta oynadılar.
Akşam da Sinan ın annesinde yemekteydik.
Cumartesi de yollarda ağladı, zırladı ama yine de fena değildi.
Pazar günü de Urla ya doğru bir yere kahvaltıya gittik.
Yine günün sonu ağlamayla bitti.
Birbirimize girip, karga tulumba kucaklayıp, arabaya bindirdik.
Bu kadar inat ,bu kadar ısrar gerçekten inanamıyorum.
Sonra da ‘’bir daha ağlamayacağım anne ,bir daha sizi üzmeyeceğim anne’’
Bir daha ağlamayacağım derken bile ağlamaklı bir ses tonuyla konuşuyor.
İnsanı çıldırtıyor hakikaten.
Bilmiyorum Ayşen ler Deniz i psikoloğa götürdüler cumartesi günü.
Çok memnun kalmışlar.
Bir süre sonra ben de düşünüyorum.
Ama önce kendimize biraz zaman vereceğim.
Biraz sakinleşmesi ve kendine gelmesi için.
Şu günlerde çok sağlıklı sonuçlara ulaşamayız gibi geliyor.
Geceleri kabus görüyor herhalde, sayıklıyor rüyasında gözleri kapalı.
Böyle bir süreç de var ya !!!
Belki de onu yaşıyoruzdur şu an.
Korkular birden baş gösterirmiş aynı anda.
Offf yorucu, sıkıcı…

10 Nisan 2013 Çarşamba

Uyku halleri

Duru nun uyku sorununu yada belki O nun değil bizim sorunumuzu bunca büyüttükten sonra
biraz daha iyiyim.
Ama her şeyi daha da bozduğumuzu düşünüyorum.
Duru bizim yatakta asla yatmazdı ,ille de yatağım derdi.
Baktı dün ben onun yatağına yatmıyorum.
Ben seninle birlikte büyük yatakta yatacağım dedi.
Bütün gece bizim yatakta yattık birlikte.
Aslında uyuduktan sonra alıp, yatağına götürmekti niyetim
Ama uyanır da viyaklar diye cesaret edemedim.
Sinan da salonda koltukta uyumuş gece.
Yani ben Duru nun yatağında yatıyorum diye laf ediyordu.
Şimdi ben kendi yatağımda yatıyorum ama bu kez o yatakta yatamıyor.
Tam bir paradoks yani halimiz.
Gerçekten ağladığımı hissettiyseniz Bahar Hn çığım, hafta sonu bana fal bakıyorsunuz demektir.
Çünkü işyerinde öyle salya sümük ağlamam ben normalde.

9 Nisan 2013 Salı

Uyku,uykusuzluk

Yaa Duru ya uyku eğitimi verelim diye kalkıştık.
Artık ben yanına yatmayayım, o uyuyuncaya kadar yanında bir sandalyede oturup, kitap okuyayım,
masal anlatayım falan.
Ama o kadar kolay olmuyor tabii,
Pazar gecesi 11.den 1 e kadar aralıksız ağladı.
Sonunda kolumda sallayarak uyuttum.
Dün de 11.30 dan 1 e kadar ağladı, sonunda yine kolumda salladım vs. olmadı, uyumadı.
Sana ağlayan köpeği vereyim mi ona sarılıp yat dedim.
O annesiyle uyuyor dedi.
Arkama dönüp ,bir baktım ki,
Büyük bir köpek ile küçük ağlayan köpeğini odasındaki masanın üzerine koymuş ve üstlerini örtmüş.
Anlaştık, yanına Pocoya yastığını verdim, sabah görüşürüz dedim.
İçini çeke çeke beni öptü, kokladı …
Ben odama gittim.
Tam yattım, koşa koşa yanıma geldi.
Hayatında ilk kez bana seslenmek yerine kendi geldi.
Ben seninle uyumak istiyorum dedi ağlaya ağlaya.
Yanımıza aldım, bu da ilk oluyor neredeyse,
‘’ama sabah sen işe gidince hiç zaman olmayacak ki’’ dedi.
Çocuk çok haklı diye düşündüm.
Sabah uyandığımızda görüşemeyeceğiz ki,
Görüşsek de 5dk. sonra çıkmam gerekecek.
Saat 3-4 gibi çığlık çığlığa ağlamaya başladı, gözleri kapalı.
Kabus gördü herhalde.
Sonra birlikte salona gittik, koltukta yattık.
Ben çıkarken uyuyordu.
Sabah uyanınca çok ağlamış,
Sinan da kalkıp, sana artık ödül yok.
Sen anlaşmalara uymuyorsun, ödülleri hak etmiyorsun.
Bundan sonra ceza var demiş.
Gitmiş odasına ağlayan köpeği kapıp gelmiş.
Balkona çıkmış, eğer susmazsan bunu atacağım demiş.
Bu kez atma diye ağlamış.
Sinan ın bu saçma sapan hareketleri beni delirtiyor.
Bazen benden tahammüllü, saatlerce oyun oynuyor maket yapıyor vs vs.
Ama bazen kuralcılıktan ölecek.
Senin yüzünden terbiyesiz, söz dinlemez bir çocuk olacak bu diyor.
Ama bu kadar ağlatmak üzmek doğru mu?
Çok vicdanım sızlıyor, çok mutsuzum,
Şimdi yanında olmak istiyorum.
Çok çaresiz hissediyorum kendimi.
Evet ağlamıyorum şu an
Ama çözümsüz kaldığımı düşünüyorum
Oysa ben Duru ya sarılıp yatmaktan çok da şikayetçi değilim.
Ben uyuyabildiğim sürece sorun yok, ben uykusuzluğa tahammül edemiyorum, sadece bu.
Duru nun her şeyi ağlayarak istemesine de tahammül edemiyorum.
Okul işini araştıracağım ama ben Eylül de başlatmayı düşünüyordum.
Yazın okullarda öğrenciler azaldığı için yaş grupları birleştiriliyor,
eylül gibi başlaması daha iyi olur dediler de bana.
Amaaan, ben biraz da 2. öncesi Duru yu bir düzene sokmak ,böylece karşılaşacağı değişiklik öncesinde  
bireysel olarak güçlü olmasını sağlamak istiyordum.
Yani kardeşten sonra hayatı çok değişmesin, değişikliklerin sebebini ona bağlamasın istiyordum.
Ama sanırım akışına bırakmakta fayda var.