29 Kasım 2010 Pazartesi

Kasım ayı genel durumumuz

Geceleri 2 kez kalkıyor.
Bir saat 1.00-1.30 arası 
Bir de 4.00-4.30 arası 
Zaten termosa mama için kaynar su, başka bir sürahiye de kaynatılıp soğutulmuş su koyuyorum.
Biberonların içine de mamayı toz olarak koyuyorum.
Ağladığında hemen mutfağa koşup, sulandırıyorum.
Gece altını açmıyorum.
Annem söyledi bana.
Yatarken değiştiriyorum, bir de sabah işe giderken ya ben ,
Yada uyuyorsa ,uyandırmamak için ben çıktıktan sonra Sinan değiştiriyor.
Gece ilk zamanlar Sinan soba yakıyordu odada.
Ben de sadece battaniye örtüyordum.
Sonra şu soba işine bir son verelim dedim.
Şimdi yorgan örtüyorum.
Üzerinde kolsuz bodysi var, atlet niyetine, üzerinde de uzun kollu bir penye üst var.
Üzerine yorganın nevresimi buz gibi üşütmesin diye, penye battaniye ve bebek yorganı
örtüyorum.
Üstünü tamamen açmıyor. Kollarını dışarı çıkarıyor sadece.
Ama ben kendim ile kontrol ediyorum.
Ben de atlet ve uzun kollu  penye tshirtle yatıyorum.
Ve üzerime de yorgan ve battaniye örtüyorum.
Hatta ben kollarımı dışarı da çıkarmam yatarken.
Aslında battaniye fazla bu mevsimde ama,
Sinan ı da başka türlü yatıramıyoruz.
Mecburen böyle idare ediyoruz.

17 Kasım 2010 Çarşamba

Bir yorucu bayram işte

Pazartesi gecesi yola çıkınca ancak Salı günü yani bayramın 1.günü eve vardık ,
ve akşama kadar yattık, yorgunluktan.
Biz de anneanneye, babaanneye bayramın 2. günü gidebildik.
Ve aynı akşam Ankara dan yatılı misafirlerimiz geldi.
Koştura koştura hazırlanınca da her zaman yaptığımız o güzel yemekler biraz garip oldu. Neyse :)
Benim güzel kızım pembe kadife bir elbise giydi bayramın ilk gününde.
Akşam Özgür-Fatma ve Mert Efe de geldi ,ortak arkadaşlarımız oldukları için.
Duru çok fena. Zavallı Mert Efe nin eline aldığı her oyuncağı hemen çekip alıyor.
Her oyuncak için bu böyle devam ediyor.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Karabük e gidiyoruz biz

Bu akşam Karabük e gitmek üzere yola çıkıyoruz.
Gerçi Meltem bayram için İzmir e gelecek ama biz hem gidip, evini görmek,
hem de buradan onun eşyalarını götürmek istedik.
Duru ile uzun yolculuk zor olacak ama gece yolculuğu yaparak bu durumu egale etmeye 
çalışıyoruz.
Sütünü içip, uyursa yolda, sorun çıkmadan oraya ulaşabiliriz.
Gündüz koltukta oturtmak çok zor. Ne kucakta ne koltukta durmuyor, kucaktan inip, yürümeye çabalamak istiyor.
Ana kucağını değiştirdik ve oto koltuğu taktık.
Çünkü Duru debelene debelene yerinden oynatmış onu.
Sinan bir gün anneme giderken bir bakmış, Duru koltuğu ile birlikte yan duruyor.
Sinan bir eliyle koltuğu tutmuş bir eliyle araba kullanmış.
Duru Hn ın yeni oto koltuğundaki fotoğrafını görünce şaşkınlığını anlayabiliyoruz hemen.
Yolculuk iyiydi.
Gece yolculuğu olduğu için Duru uyudu. Sadece mama için uyandı aralarda.
Karabük te çok yorulduk.
Bu sabah vardık. Öğleye kadar uyuduk.
Cts –Pazar Meltem in eşyalarını alıp, kurmak ve yerleştirmekle geçti.
Sinan yorgunluktan öldü.
Pazar gecesi çıkacaktık yola ama gezemediğimiz için o gece de kaldık.
Pazartesi Safranbolu yu gezdik.
Hava çok güzeldi Allah tan .
Bir ceketle gezebildi, minik kuzum…
Safranbolu da kahvaltı yaptığımız yerde minik kızım mama sandalyesine oturup,
önüne koyduğumuz ekmek kırıklarını yedi.
Fotoğraflar çekildik hem kahvaltı masasında hem de oranın bahçesinde .
Duru cuğuma ayakkabı da giydirseydim,
daha iyi çıkacakmış fotoğraflar ama artık bu da böyle bir hatıra işte ne yapalım?
Safranbolu da bir mağarayı gezdik kızımla. Bulak Mencilis Mağarası.
Nasıl cesaret ettik o uzun merdivenleri kucağında çocukla çıkmayı bilmiyorum.
Ama yaptık ve iyi ki de yapmışız. Çok güzel fotoğraflar çekildik, Safranbolu nun türlü yerlerinde.
Kızım ilk uzun yolculuğunu başarı ile tamamladı. Çok şükür :)

6 Kasım 2010 Cumartesi

Duru ile gezmeye çalışmak

Bugün Duru yla Pınar ın bebeği Masal ın bebek mevlüdüne gittik.
Akşam Manisa dan arkadaşımız misafirimiz olacağı için annem  Cuma dan geldi. 
Kız gelecek diye sabah 6.30 da kalktım
Mutfağa daldım
Annemi Cuma dan çağırdım ki sabah Duru yu tutsun diye
O Duru yu tutarken ben mutfaktaydım, Sinan da evi toparladı
Koştur koştur, toz al, banyoyu yıka, lavaboları fırçala.
Fön çek, giyin, çocuğu giydir evden çık.
Oradan çık koşarak eve gel.
Börek yap.
Duru bugün  mavi elbisesini ve taşlı-pullu bolerosunu giydi.
Minik kuzu tam mevlüt ün ortasında
Burada ifade edemediğim, ama dudaklarının arasında tükürükler saçtığı gürültülü bir ses çıkardı.
Pııırffff,pırrfff gibi bir ses.
Herkes gülmemek için zor tuttu kendini.
Salondan nasıl çıkaracağımı bilemedim.
Yeni öğrendi bunu.
Sıkılıp, sinirlendiğinde yapıyor.
Dudaklarını öne uzatıp, böyle ses çıkarıyor.
Mevlüt sonrasında benim minik kızım  dolmalardan yedi iştahla.
Bu arada eve kızla birlikte girdim, yolda buluştuk
Özgür ve Fatma da geldi akşam
Duru ve Mert Efe nin bol bol fotoğrafı var o güne dair.